#8M2024 DÜNYA KADINLAR GÜNÜ BODRUM KADIN DAYANIŞMA DERNEĞİ BASIN AÇIKLAMASI

 


BODRUM KADIN DAYANIŞMA DERNEĞİ
8M DÜNYA KADINLAR GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

08/03/2024

HEPİMİZ ÖZGÜR OLANA KADAR HİÇBİRİMİZ ÖZGÜR DEĞİLİZ!

Merhaba!
Bugün 8 Mart 2024.
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar günü için buradayız.

Bugün geceleri, sokakları, meydanları kadın düşmanlarına bırakmayacağımızı tekrar haykırmak için buradayız.

Direnişi her şeye rağmen terk etmeyen Akbelenli kadınlar ile dayanışmak için buradayız.

Deprem bölgesinde hala barınma hakkı için mücadele eden kadınların sesini Bodrum’a taşımak için buradayız.

Bugün hiç tanımadığımız ve belki hiçbir zaman tanımayacağımız bütün dünya kadınlarının özgürlük ve eşitlik mücadelesini yükseltmek için buradayız, her yerdeyiz!

BURADAYIZ, ÖFKELİYİZ, EN ÇOK DA FEMİNİST İSYANIMIZLA BURADAYIZ.

YAŞASIN FEMİNİST MÜCADELEMİZ! YAŞASIN FEMİNİST ÖFKEMİZ!

Geçtiğimiz yıl yaşadığımız depremi ranta dayalı imar politikalarıyla kocaman bir afete dönüştüren siyasal iktidar, yarattığı krizin hiçbir sorumluluğunu üstlenmiyor.

Bununla da kalmayıp yerel seçimlere giderken “bize oy vermezseniz işte böyle olur” nidalarıyla tehdit eder bir yerden siyasetten medet umuyor.

Bir yandan yağmacı, rantçı ve sorumsuz yerel yönetimler örgütleyen bir iktidarla mücadele ederken, diğer yandan feminist hareketin bütün kazanımlarından yararlanan ancak en az iktidar kadar sorumsuz davranan bir muhalefetle, kadınların siyaset yapma iradesini kotacılığa indirgeyen, seçilmesi mümkün olmayan yerlerden kadın adaylar göstererek, kadınlara bildik manipülasyon siyasetini yürüten muhalefetle yerel seçimlere gidiyoruz.

Anayasaya saldırıyorlar, kendi mücadelemizle kazandığımız haklarımızı kadınlardan çalmaya çalışıyorlar, eşit yurttaşlık haklarımızın güvencesi olan Laikliğe saldırıyorlar, erkek şiddetini meşrulaştırıp, hayatta kaldığımız için biz kadınları cezalandırıyorlar.

YALNIZ HİSSEDELİM İSTİYORLAR!

Şiddete uğradığımız, istismar edildiğimiz, varlıklarımızın yok sayıldığı, özel alanlarımızın gasp edildiği “kutsal aile”lerinde sessiz ve itaatkâr olmamızı istiyorlar.

1 yıl içinde 403 kadının çok büyük bir kısmı “kutsal aile” dedikleri yerlerde katledildi. İşte, tam bu noktada artık Feminist olmanın tercih değil, biz kadınlar için bir zorunluluk olduğunu vurgulamak bizlerin tarihsel sorumluluğudur.

Her yanımız savaşlarla çevrili, İsrail bütün dünyanın gözü önünde Filistin topraklarındaki işgalini bir soykırıma dönüştürdü. Filistin bizim şahsi meselemizdir diyenler ise İsrail’e ekonomik yaptırım uygulamak bir yana yiyecek, petrol, metal göndermeye devam etti.

Filistin Filistinlilerindir. Filistin’de, Leyla Halid’in devrettiği bayrağı taşıyan direnişçilere selam olsun!

Biz kadınlar ormanları, zeytinlikleri, yaşam alanlarımızı sermayenin kullanımına açanların; şeriat nidalarıyla adliye koridorlarında ellerini kollarını sallayarak dolaşanların; her gün yeniden kadın düşmanlığı örgütleyip sonra “İstanbul Sözleşmesi yüzünden kadınlar ölüyor” diyenlerin; bu yollarda beraber yürüdüklerini görüyoruz. 6284’ü etkin uygulamak yerine Medeni Kanunu’nu kadınların aleyhine değiştirerek Kadınların nafaka ve tazminat haklarına göz dikenlerle, çocuk yaşta evlilikleri meşrulaştırmak isteyenlerle, istismarcı tarikat liderlerinin kol kola saf tuttuklarını görüyoruz. Bunların tesadüf olmadığını, istismarcıların, kadın düşmanlarının, haklarımızı gasp etmeye çalışanların patriyarkanın yılmaz muhafızları olduğunu, varlıklarını patriyarkaya borçlu olduklarını biliyoruz. Erkek şiddetinin münferit, tekil olaylardan ibaret olmadığını, sistematik bir şiddet mekanizmasının kırılmaz parçaları olduğunu biliyoruz.

Ancak bilmek yetmiyor artık! Teşhir etmek yetmiyor artık! Mevcut iktidarın kadın düşmanı siyasal islam politikalarını, patriyarkal kapitalizmin sistematik saldırılarını görmek, teşhir etmek bugün artık yeterli değil.

Bir araya gelmek ve tüm kadın düşmanı politikalara karşı direnmek zorundayız.

Yaşamın her alanına feminist direnişi taşımak zorundayız.

Bazen yalnız hissediyoruz, çaresiz hissediyoruz; yorgunuz, bedenlerimiz zihinlerimiz kuşatma altında, fakat işte buradayız. Duygudaşlığımızla, feminist yoldaşlığımızla en çok da öfkemizle buradayız, her yerdeyiz.

Bir yere gitmeye de niyetimiz yok.

Dünya bizim, size bırakmayacağız.

Erkek şiddetinin sistemli saldırısı altında; cinsiyetçiliğe, transfobiye, homofobiye, ırkçılığa, patriyarkal emek sömürüsüne karşı sesimizi yükseltmeye ve her alanda mücadele etmeye devam edeceğiz.

Yaşasın Feminist Mücadelemiz!

Yaşasın Feminist Öfkemiz!

YAŞASIN Feminist isyanımıız

Yaşasın 8 Mart!

Bodrum Kadın Dayanışma Derneği

Yorumlar