30.12.2021 tarihli duruşma sonrası açıklamamız: #TecavüzÇetesiCezalandırılsın!

#TecavüzÇetesiCezalandırılsın!


Duruşma, bildiğimiz savunma taktikleri ve cinsiyetçi yargılama usullerini kullanmak isteyen bir şekilde başladı.

Şöyle ki;

Fail MUTLU ERBEY'ın avukatı Hamza Yalçınkaya, yaptığı savunmada tecavüze maruz kalan S.'nin  özel hayatını mahkeme salonuna taşıyarak, bilindik cinsiyetçi  şablon ve  yöntemlerle, yani kadınlara yüklenen namus ve edep düşüncelerini esas alır bir yerden  beyanlarda bulundu. 

Fail MUTLU ERBEY'in  avukatı Hamza Yalçınkaya, MUTLU ERBEY'in işlediği suçları görünmez kılmak için "müvekkilimi savunuyorum" adı altında, fail MUTLU ERBEY'in darp, şiddet kullanarak tecavüz ettiği  S.'nin  ne kadar değersiz ve bu nedenle de davanın ve yargılamanın ne kadar gereksiz olduğu bir yerden savunma yapmaya çalışırken, S.'nin avukatları tarafından  durdurulmuştur. 

MUTLU ERBEY'in bu davada da tecavüz suçu DNA testi ve hastane raporu, adli rapor ve heyet raporu ile kesinleşmiş olan fail MUTLU ERBEY sabıka kaydından da anlaşıldığı üzere sistematik bir şiddet ve  tecavüz faili olduğu gerçeği şüpheye yer vermeyecek şekilde sabittir.

Gelgelelim  S.'nin  avukatları olarak davada yer alan Bodrum Kadın Dayanışma Derneği  avukatlarından Evrim İnan,  Hamza Yalçınkaya'nın izlediği stratejiye itiraz ederek yargılamanın suça yönelik yani tecavüz, darp, alıkoyma, tehdit ile fuhuşa zorlama olduğunu dolayısıyla duruşmanın S.'nin cinsiyetçi basmakalıp beyanlar doğrultusunda değersizleştirilmesine yönelik yapmaya çalıştıkları savunmayı engelleyerek, mahkeme heyetinin ve duruşmanın odağını suça ve sanıklara yönlendirmeleri sonucunda, sanık MUTLU ERBEY'in avukatı son kozunu reddi hakim talebi isteme durumuna getirmiştir. 

Geçen celselerde sanık MUTLU ERBEY'in vekilinin hiç talep etmediği hususların, mahkeme heyeti tarafından reddedildiği  gibi bir iddiaya dayanarak, reddi hakim talebinde bulunulmuş olması, duruşmada sanık MUTLU ERBEY'i kurtarmak için yaptıkları savunmayı başarılı bulamadıkları için yada sadece yargılamayı uzatmak ve S.'nin yaşadığı hayata yönelik  itibarsızlaştırma ve yalnızlaştırma yöntemleri oluşturmak için zaman kazanmaya  yönelik olabilir.

Mahkeme heyeti, sanık MUTLU ERBEY'in savunma adı altında cinsiyetçi ve ahlakçı bir yerden tecavüze maruz kalan S.'nin tüm yaşamına yönelik yargılayan ve değersizleştiren bir yerden saldırıya maruz bırakmasına izin vermesi de cinsiyetçi bir yargılama yapıldığı anlamındadır. 

Zira yaşam ve beden bütünlüğü tehdit edilmiş, tecavüz edildikten sonra fuhuş için pazarlanmaktan kaçarak kurtulan ve soluğu jandarmada alan S.'nin adalet nezdinde  kutsal sayılan savunma hakkı adı altında yapılan bu yaklaşım başka bir hak ihlalinin mahkeme nezdinde yapılabilmesi anlamındadır. Mahkeme salonlarında faillerin de "savunulması gerekir" adı altında yapılanlar, suça maruz kadınların gene  kadın olmaktan dolayı sorgulandıkları ve cinsiyetçi bir perspektif esas alınarak  maruz  bırakıldıkları sorgulama usulleri yargılama değil olsa olsa, yeniden ve yeniden ayrımcılığa tabii tutulmaları anlamındadır. 

Unutmayalım ki Türkiye Cumhuriyeti mahkeme salonları, ENGİZİSYON MAHKEMELERİ değildir!

Kadının maruz kaldığı suçu, yargılamanın odağında tutarak, mahkeme heyetine de bu odağı hatırlatmak, kadının özel hayatını ve geçmişinin yargılama konusu olmadığını vurgulamak, hak mücadelesi veren kadının avukatlarının olmazsa olmazıdır.

Suça maruz kalan ve bunun sonucunda hak arayan kadınların  adalete  erişimini engellemeye çalışan kişilere, kişilerin yaklaşımlarına ve kullandıkları yıldırma ve değersizleştirme yöntemlerine karşı duvar olmak feminist avukatların taraf olma halidir.

Kadınların maruz kaldıkları erkek şiddetine karşı sadece faillere ve avukatlarına karşı değil, aynı zamanda cinsiyetçi ve kadınların değersizleştirmesi üzerine kurulu yöntemlerin uygulanmasına izin veren ve bu alanın önünü açan yargıçların da karşısında durmak kadın avukatların mahkeme salonlarında verdikleri  mücadelenin diğer bir sürecidir.

S.'nin, şiddetin her türünü yaşayarak, fuhuş ve tecavüz çetesi olarak organize olmuş erkek örgütlülüğüne karşı verdiği mücadelenin koşulsuz şartsız tarafıyız! 

Kadınlara yönelik erkekler tarafından uygulanan şiddet ve  beraberinde geliştirilen süreçler, yani yasalarda tanımlanmış şekliyle suç'lar, cinsiyete dayalı hak ihlalleridir. 

Var olan haklarımızı savunmak, bu davada  yaşamsal ve bedensel dokunulmazlığımızı savunmak ile eş anlamlıdır, dolayısıyla  en temel mücadelemizdir! 

Yaşasın feminist mücadelemiz, yaşasın kadın dayanışması!



KARAR DURUŞMASI 12.01.2022 tarihinde 
saat 14:00'da Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi'nde! 

Yorumlar