23. KADIN SIĞINAKLARI VE DA(YA)NIŞMA MERKEZLERİ KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ - Şiddetsiz ve Sığınaksız bir dünya için yaşasın feminist mücadelemiz!
23.
KADIN SIĞINAKLARI VE DA(YA)NIŞMA MERKEZLERİ KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ
25 Kasım 2020
Bu yıl 23.’sünü düzenlediğimiz Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı’nı, Covid-19
pandemisi koşullarında, 7-10 Kasım tarihleri
arasında çevrimiçi olarak gerçekleştirdik. “Pandemide Şiddet, Bakım Emeği
ve Eşitlik Mücadelesi” başlığı altında, 27 farklı ilden aralarında kadın
örgütleri, LGBTİ+ örgütleri, bağımsız feministler, belediye ve kamu
kurumlarında çalışan katılımcıların olduğu 270 kadın bir araya gelerek
kadına yönelik erkek şiddetiyle mücadele alanında yürütülen politikaları,
uygulamaları ve mücadele yöntemlerimizi tartıştık.
Dünyada ve Türkiye’de, özellikle İstanbul Sözleşmesi
ve toplumsal cinsiyet eşitliği kavramı üzerinden haklarımıza yönelik
saldırıların arttığı bir dönemden geçiyoruz. Kadın düşmanı politikaların bu
derece pervasızca ve yaygın olarak tartışılmasına karşın eşitlik mücadelemiz
ulusal ve küresel ölçekte dayanışma ile büyüyor. Dünyanın her yerinden kadınlar
olarak hem haklarımıza yönelik saldırılar karşısında hem de Covid-19
pandemisinin arttırdığı eşitsizlik konusunda benzer deneyimlerimiz ortak
mücadelemizi güçlendirdi.
Türkiye’de, ilk Covid-19 vakasının açıklandığı Mart
ayından beri, devletin toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele etmek yerine
kadın-erkek eşitsizliğinin daha da derinleşmesine yol açan cinsiyet görmeyen
tedbirler aldığını görüyoruz. Yoğunlaşan ev işleri ve bakım emeğinin kadınların
sorumluluğuna bırakıldığını ve ağırlıklı olarak hizmet sektöründe veya kayıt
dışı ekonomide çalışan kadınların işsiz kaldığını gördük.
Pandemi erkek şiddetinin yoğunlaşmasına, kadınların destek ihtiyacının
artmasına neden oldu. Şiddetle mücadele mekanizmalarında her daim yaşanmakta
olan sorunlar bu dönemde daha da derinleşti. Kadınların destek ihtiyacı
artarken kadınlar için sosyal destek ve güvenlik mekanizmalarına ulaşabilmek
çok daha zorlaştı. Kamu hizmetleri ve toplumsal ilişkilerdeki cinsiyetçi
yaklaşımlar pekiştirildi. Daha önce Kurultay bileşeni örgütler olarak işaret
ettiğimiz gibi bir acil eylem planı ihtiyacı ortaya çıktı. Fakat Bakanlık kadın
örgütlerinin taleplerini görmezden gelerek pandemi koşullarında kadına yönelik
şiddetle mücadele konusunu öncelikli mesele olarak önüne almadı.
Şiddet var olan eşitsizliklerden beslenirken şiddetle mücadelede yaşanan
sıkıntılar pandemi ile katmerlendi. Bu süreçte, kadın örgütleri olarak takip
ettiğimiz pek çok başvuruda, kötü uygulama ve yönlendirmelerle karşılaştık.
Pandemi bahane edilerek sunulmayan hizmetler nedeniyle kadınların erkek
şiddetinden uzak bir hayat kurmasının zorlaştığına tanık olduk. Özellikle
kolluk kuvvetlerinin 6284 sayılı Kanun kararlarını vermek, şikâyet almak ve
sığınağa yönlendirmek gibi temel görevlerini yapmadığı gibi kadınları yanlış
bilgilendirdiğini gördük. Eşitsizliğin ve kadın yoksulluğunun derinleşmesi,
ekonomik ve sosyal destek başvurularının artmasına sebep oldu. Özellikle
öğrenci veya gelirini kaybeden genç kadınlar, pandemi süresinde kök ailelerinin
yanına dönmek zorunda kaldı. Bu kadınlar sosyal hizmetler
nezdinde yok sayıldığından destek alamadılar. Çoklu ayrımcılığa maruz
kalan göçmen, engelli, yaşlı ve LBTİ+ kadınlar farklı şiddet biçimleriyle bir
arada başa çıkmak zorunda kaldılar. Özellikle kayyum atanan yerel yönetimlerde kadına
yönelik şiddetle mücadele alanında yaşanan gerileme devam etti. Bağımsız kadın
örgütlerinin kapatılması yanı sıra belediyelerdeki kadın danışma merkezleri ve sığınakların eksikliği
var olan mekanizmaların iyice işlemez olduğu pandemi döneminde daha da
belirginleşti.
Bu süreçte, olağan ve olağanüstü dönemlerde kadına
yönelik erkek şiddetinin önlenebilmesi için İstanbul Sözleşmesi’ni temel alan istikrarlı politikaların ve
acil önlem/eylem planının uygulanmasının elzem olduğunu bir kez daha gördük.
23. Kadın Sığınakları ve Dayanışma
Merkezleri Kurultayı olarak, ortaklaştığımız öne çıkan mücadele başlıklarımızı/
taleplerimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz. Haklarımız ve hayatlarımız için eşitlik
mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.
1. İstanbul
Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun’un etkin bir şekilde uygulanması sağlanmalı.
2. Pandemi,
deprem gibi kriz ve afet dönemlerinde başta Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı olmak üzere tüm taraflar acil bir şekilde bir araya gelerek kadına
yönelik erkek şiddetine karşı acil eylem planı oluşturmalı.
3.
7/24 ulaşılabilir kadına yönelik şiddet alanında uzman kişilerin
destek verdiği ve sadece şiddete maruz kalan kadınlara yönelik bir telefon
hattı oluşturulmalı, hat sağır kadınlara da hizmet verecek şekilde görüntülü
konuşma ve işaret dili bilen personel içermeli ve bu hat ülke genelinde
kadınlara duyurulmalı.
4.
KADES’in telefon uygulaması haline ek olarak akıllı telefonu
olmayan kadınları da gözeten yerden acil durumlar için alternatifler
üretilmeli, bu alternatifler sadece Türkçe değil, birçok dili barındırmalı,
kadınlar bu alternatifler aracılığıyla telefona sahip olmasalar da polis
desteğine erişebilmeli.
5.
KADES uygulamasını telefonu veya interneti olmadığı için
kullanamayan kadınlara ücretsiz telefon ve internet desteği verilmeli.
6.
Sığınak
ihtiyacının koşulsuz karşılanması için sığınakların sayısı ve kapasitesi
artırılmalı.
7. Mevcut
sığınaklar ve da(ya)nışma merkezleri uluslararası standartlara uygun hale
getirilmeli ve tüm kadınlar için erişilebilir/ulaşılabilir olmalı. Kadınlara
nitelikli sosyal destek verilmeli.
8. Kadınlar
sığınaklara gitmek için en yakınındaki sosyal hizmet kurumunda kadına yönelik
şiddet konusunda uzmanlaşmış birimlerden destek alabilmeli, mevcut durumda
ŞÖNİM’ler kabul yapabilmeli. Kadınların sığınağa başvurmaları için karakola
gitme zorunluluğu ortadan kaldırılmalı.
Kolluk görevlileri tarafından acil yardım için başvuran ve şiddet
uygulayandan şikayetçi olmaktan çekinen kadınların şikayetçi olmadan da 6284
sayılı Kanun’dan faydalanabilecekleri bilgisi paylaşılmalı.
9. 60 yaş
üzerinde, kimliği olmayan/kayıtsız göçmen kadınların yanı sıra 12 yaş üzerinde
oğlan çocuğu olan kadınlar çocuklarıyla beraber sığınağa alınmalı. Sığınak
koşulları engelli kadınlar için uygun hale getirilmeli ve engelli kadınların
bakım merkezlerine yönlendirilmek yerine sığınaklara alınabilmesi için
mevzuatta gerekli düzenleme yapılmalı. Genç kadınları ve çalışma hayatına devam
eden kadınları da kapsayacak, kadınları hayatlarından ve sosyal ağlarından
koparmayacak güçlendirici bir sığınak politikası yürütülmeli.
10.
Sığınaklarda ve dayanışma merkezlerinde sağlanan desteğin
niteliğini olumsuz etkileyen koşullar ortadan kaldırılmalı. Yeterli sayıda
personel ve bütçe tahsis edilmeli, kadınlara destek sağlayan uzman personelin
kadına yönelik şiddetle mücadele için olmazsa olmaz olan güçlendirici feminist
sosyal hizmet ilkeleriyle bu desteği vermesi sağlanmalı.
11.
Sığınaklarda çocuğun üstün yararı gözetilerek çocuk çalışması da
yürütülmeli.
12.
Şiddete maruz kalan göçmen ve mülteci kadınların
içinde bulundukları koşullar gözetilerek desteklenmesi sağlanmalı. Kayıtlı
olmasa dahi maruz kaldığı şiddete ilişkin desteklenmeli. Sığınak ve dayanışma merkezlerinde, mülteci ve göçmen kadınlarla
çalışırken tercüman sağlanmalı.
13. Pandemi,
deprem gibi kriz ve afet durumlarında gerektiği takdirde uygun kamu binaları ve özel yerleşkeler devreye
sokularak kadınların karantina sürecini geçirebileceği istasyon sığınaklar
devreye alınmalı, otellerde kontenjan tahsis etmek gibi alternatif hizmetler
düşünülüp geliştirilmeli. Olağanüstü koşullarda ortaya çıkabilecek barınma
ihtiyacını sağlayabilecek çözümler geliştirilmeli.
14. Salgın
koşullarında sığınak kabullerinin kolaylaştırılması için şiddete maruz kalan
kadınlara hızlı test ve tanı imkanları sağlanmalı.
15.
Kadına yönelik erkek şiddeti
alanında çalışan kamu görevlileri ve personele, sistemli olarak şiddete maruz
kalan tüm kadınların ihtiyaçlarını gözeten, kapsayıcı, şiddetin farklı
türlerinin bilgisini içeren, kadınlardan yana, toplumsal cinsiyet eşitliği
bakış açısıyla ve kadın örgütlerinin deneyimi gözetilerek oluşturulmuş
eğitimler verilmeli.
16. Kadına
yönelik şiddetle mücadelede tüm merkezi kamu kurumları ve yerel yönetimler
kadın örgütleri ile koordinasyon içinde olmalı, kadın örgütlerinin deneyiminin
dikkate alınmasına alan açmalı.
17. Her belediye
kadın dayanışma merkezi açmalı ve bu merkezlerin sürdürülebilir olmasını
politik bir öncelik olarak ortaya koymalı.
18.
Şiddete maruz kalan, 6284 sayılı Kanun kapsamında haklarından
faydalanma talebi olan ve aile hukukunu ilgilendiren ihtilaflarla ilgili
başvuran tüm kadınlara baroların Adli Yardım büroları tarafından belge
aranmaksızın ve koşulsuz olarak avukat atanmalı. Adli yardım ve CMK vekillerine
kadına yönelik şiddet, toplumsal cinsiyet eşitliği ve ilgili yasal mevzuat
konularında periyodik eğitim şartı getirilmeli.
19. Türkiye
Barolar Birliği ve Türkiye Barolar ve Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM), Kadına
Yönelik Şiddet ve bağlı bulunduğumuz uluslararası sözleşmeler kapsamında,
konuya dair bilgilendirme çalışmalarının yanı sıra, kadınların adalete
erişimleri önündeki engellerin kaldırılması konusunda aktif ve etkin rol alarak
gerekli uygulamaları hayata geçirilmeli.
20. Şiddete maruz
kalan kadınların kolluk kuvvetlerine başvurularında şikayetlerinin alınabilmesi
için kadınların kendilerini güvende ve rahat hissedecekleri adli görüşme
odaları oluşturulmalı, kadınlar 6284 sayılı Kanun hakkında bilgilendirilmeli,
gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ve hayati risklerinin bulunması durumunda
kolluk kuvvetleri 6284 sayılı Kanun gereğince ilgili koruma kararını ivedilikle
çıkartmalı. 6284 sayılı Kanun kapsamında verilen önleyici ve koruyucu
tedbirlerin takibi kolluk tarafından yasal mevzuata uygun bir şekilde
yapılmalı.
21.
Kolluk kuvvetlerinin keyfi bir şekilde kadınlara
yanlış ve caydırıcı bilgi verme, kötü davranma, şikayet almama gibi görev
ihlalleri izlenerek yaptırım uygulanmalı.
22.
Kadınlara sunulan destekler (işaret dili dahil olmak
üzere) anadillerinde verilmeli.
23. Kadınlar
maruz kaldıkları şiddet nedeniyle verilen desteklere herhangi bir ayrımcılığa
maruz kalmadan erişebilmeli.
24.
Kadınların şiddetten uzaklaşmasını sağlamak için
yoksullukla mücadelede kapsamında
kadınlara yönelik sosyal yardımlar artırılmalı. Bu yardımlar kadınların
biricik ihtiyaçları ve farklılıklarından kaynaklı oluşabilecek durumlarına göre
çeşitlendirilmeli.
25.
Kadınların ihtiyaçlarını gören ve onları destekleyen
güçlendirici mekanizmalar geliştirilmeli. Pandemi gibi kriz durumlarında destek
mekanizmaları artarak varlığını sürdürmeli.
26.
Kadınların her türlü sosyal ve ekonomik destekten
faydalanabilmeleri için yapacakları başvuru prosedürü kolay ve açık olmalı.
Başvuru esnasında ihtiyaç duymaları halinde görevliler tarafından
desteklenmeli.
27.
Şiddete maruz kalan kadınlara, kadından yana bakış
açısıyla çalışan uzmanlar tarafından ücretsiz psiko-sosyal ve hukuki destekler
sağlanmalı, mevcut hizmet birimlerinin sayısı, kapasitesi ve personel sayısı
artırılmalı.
28.
Yerel yönetimlerde kayyum uygulamasına son verilip
kapatılan kadın destek merkezleri işlevine uygun olarak yeniden ve ivedilikle
açılmalı, bu belediyelerde işten çıkarılan uzman personel yeniden istihdam
edilerek kadına yönelik şiddetle mücadele etkin bir şekilde sürdürülmeli.
29. Salgının
kadına yönelik şiddete ve ortaya çıkan destek ihtiyaçlarına etkisi, kadın
yoksulluğu, kadınların iş yükünü ve bakım emeğine olan ihtiyacı artırdığına
dair sonuçlar ilgili tüm taraflarca kabul edilmeli.
30.
Bakım emeğinin
bütünüyle kadına yüklenmesine son verecek ve bakım emeğinin kadınların
üzerinden alınmasını, yardım mantığıyla
değil, kapsamlı bir sosyal politikayla çözüme kavuşturacak araçlar ve kurumlar
oluşturulmalı, kadının ev içerisindeki emeğinin sömürülmesini,
toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin derinleşmesini önleyecek sosyal politikalar
geliştirilmeli.
31.
Bebek ve çocuk kreşleri, günlük bakım hizmetleri, kısa
süreli ve/veya sürekli yatılı bakım hizmetleri pandemi koşullarında gerekli
önlemler alınarak 7/24, ücretsiz ve erişilebilir şekilde yaygın olarak
sağlanmalı.
32.
Doğum kontrol yöntemleri ve istenmeyen gebeliklerin
sonlandırılması ücretsiz ve erişilebilir olmalı. Fiiliyattaki kürtaj yasağı ve
kadınların kürtaj olmaları önündeki tüm engeller kaldırılmalı. Medikal kürtaja
erişim sağlanmalı.
33.
Genç kadınların özellikli ihtiyaçlarına yönelik sosyal
politikalar üretilmeli ve genç kadınların istihdam, şiddet ve sosyal hayat gibi
konularda istediği destekleri alabileceği gençlik merkezleri / toplum
merkezleri gibi birimler açılmalı, mevcut yapıların toplumsal cinsiyet
eşitsizliğini ortadan kaldıracak bir şekilde yeniden yapılanması sağlanmalı.
34.
Kök aileden gelen patriyarkal şiddetin kamu
görevlileri tarafından göz ardı edilmeden / ikincilleştirilmeden /
normalleştirilmeden şiddet gören tüm kadınlara eşit destek mekanizmaları
sunulmalı.
35.
Özellikle evli olmayan genç kadınların cinsel sağlık
hizmetlerinden ayrımcılığa maruz kalmadan, gizlilik hakkı korunarak ücretsiz
olarak yararlanması ve bilgiye erişiminin kolaylaştırılması sağlanmalı.
36. Önümüzdeki
dönemde var olan ve yeni kurulacak hizmetlerin dijital ve online olarak da
hizmet verebilmesi için gerekli sistemsel alt yapılar kurulmalı. Tüm kadınların
dijital okuryazarlığını arttırmaya yönelik program ve eğitimler
gerçekleştirilmeli, kadınların dijital araçlara ve ücretsiz internete erişimi
sağlanmalı.
Şiddetsiz ve Sığınaksız bir dünya için yaşasın kadın dayanışması!
Kadın
Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı Bileşenleri
- Adana
Kadın Dayanışma Merkezi ve Sığınma Evi Derneği (AKDAM)
- Antalya
Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği
- Aydın
Söke Kadın Sığınma Derneği
- Bodrum
Kadın Dayanışma Derneği
- Buca
Evka-1 Kadın Kültür ve Dayanışma (BEKEV)
- Çanakkale
Kadın El Emeğini Değerlendirme Dern. ve Kadın Danışma Merkezi (ELDER)
- Çiğli
Evka-2 Kadın Kültür Derneği (ÇEKEV)
- Edirne
Kadın Merkezi Dayanışma Derneği (EKAMEDER)
- Engelli
Kadın Derneği (ENG-KAD)
- Fethiye
Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği
- İzmir
Kadın Dayanışma Derneği
- Kadın
Dayanışma Vakfı
- Kadınlarla
Dayanışma Vakfı (KADAV)
- Koza
Kadın Derneği
- Mersin
Bağımsız Kadın Derneği (BKD)
- Mor
Çatı Kadın Sığınağı Vakfı
- Mor
Salkım Kadın Dayanışma Derneği
- Muğla
Emek Benim Kadın Derneği
- Rosa
Kadın Derneği
- Şanlıurfa
Yaşamevi Kadın Dayanışma Derneği
- Uluslararası
Göçmen Kadınlar Dayanışma Derneği (UGKDD)
- Yaşam
Kadın Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifi (YAKA-KOOP)
* Kadın
Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı bileşeni olan Adıyaman Kadın
Yaşam Derneği, Ceren Kadın Derneği, Gökkuşağı Kadın Derneği, Muş Kadın Çatısı
Derneği, Muş Kadın Derneği, Selis Kadın Derneği ve Van Kadın Derneği’nin
faaliyetine 22 Kasım 2016 tarihli Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler
Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameyle (KHK/677) son verildiğinden
listede yer alamamaktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder